Köşe YazılarıManşet

Kudretin Sınavı

Insanın hayatı, tıpkı bir çan eğrisi gibi yükselir ve düşer. Çan eğrisindeki zirve hiçbir zaman kalıcı değildir. Ancak kudret sahibi olduğumuzda, bu geçici yükselişin farkına varamayabilir ve bilinçsizce hatalar yapabiliriz. Kudret, insanı yanıltır; gücün kendisine ait olduğu yanılgısına sürükler. Eğer bizi uyaran güvenilir bir rehberimiz yoksa bu hataları fark etmeden mazlumlar üreten davranışlar sergileyebiliriz. Çan eğrisinin doğası gereği bir süre sonra iniş başlar ve zirvedeki dönemde yaptıklarımızı sorgulamaya başlarız; ancak çoğu zaman iş işten geçmiş olur. Bu nedenle, zirvedeyken kudretin geçici olduğunu ve mazlumlan mağdur etmeyecek şekilde hareket etmemiz gerektiğini unutmamalıyız.

Zirvede olduğumuzda güç, aslında bize verilmiş bir emanettir. Eğer bu gücü kaynağını unutursak, onu kendi kişiliğimizle özdeşleştiririz. Yüce Allah, Kasas Suresi’nin 78. ayetinde bu durumu şöyle bildirir: Kärün, “Bu serveti kendi bilgimle elde ettim” dedi. Oysa bilmiyordu ki ondan daha güçlü ve zengin nice kişiler Allah tarafından helak edilmişti. Bu ayet, kudretin ve zenginliğin gerçek sahibini unutan insanlara önemli bir uyandır.

Yakın zamanda, yüksek bir mevkide bulunan bir arkadaşımın aniden kudretini kaybetmesine şahit oldum, Bu tür olaylar, insanlann makamdayken sürekli o konumda kalacaklarına dair yanıltıcı bir güven geliştirdiklerini gösterir. Oysa makam sadece bir emanettir; nice insanlar bu koltuklardan kalkmıştır.

Kişi yüksek mevkideyken kendisini güçlü ve dokunulmaz hissedebilir. Gücün getirdiği geçici rahatlık, bu durumun kalıcı sanılmasına neden olur. Geri dönüp o dönemi sorguladığında birçok hatayı fark edebilir, fakat artık iş işten geçmiş olabilir. Bu durum, makamdayken daha dikkatli ve bilinçli davranmanın önemini, çünkü gücün kalıcı olmadığını gösterir.

Makam sahipleri çoğu zaman maiyetindekilerden mükemmellik beklerken onlann kapasitelerini ve bireysel farklılıklarını göz ardı ederler. Bu da bir çeşit zulümdür. Her bireyin kapasitesi ve ruhsal durumu farklıdır. Herkese aynı muameleyi yapmak adaletli olmak değildir; zira adalet, eşitlik değil hakkaniyettir Kendi çocuklanmızdan bile farklılıklar beklerken etrafımızdakileri anlamak ve onlara adil davranmak çok daha önemlidir.

Makam ve kudret sahibi olduğumuzda, yanımıza gelen insanlara aile fertlerimiz gibi merhametle yaklaşmalıyız. Bir gün aynı muamelenin bizim sevdiklerimize de yapılabileceğini unutmamalıyız. Bu konuda yaşadığım bir deneyim, üç kızımın gurbette olmalarıdır. Ne zaman bir sıkıntıları olsa, bir Hızır mutlaka yetişiyor. (Hızır konusunu başka bir yazımda detaylı olarak ele alacağım.)

Sonuç olarak, gücün geçici olduğunu idrak etmek ve insanlara ailemizden biriymiş gibi merhametle yaklaşmak, erdemin en yüce hålidir. Rabbim, bizlere insanlara sevgi ve merhametle yaklaşma basireti versin.
Murtaza Kamar Yazar
Star Van Haber

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
.